İSMİNİZİN ARDINDAKİ KÜÇÜK SIRLAR

isminizin-ardindaki-kucuk-sirlar-1-1.jpg

 

İsminizi anneniz veya babanızın çok sevdikleri birinden esinlenerek koyduğuna ve bunun tamamen bir tesadüf olduğuna inanıyorsanız bir kez daha düşünün. Belki de onlara ilhamı siz verdiniz.

Yazı: Yaprak ÇETİNKAYA

“Sayıların Gizemi” adlı kitabı gördüğümüzde Pozitif okuyucularının ilgisini çekecek bir konu ile karşılaştığımızı hemen anladık. Kitabın yazarı Rafet Gökhan Ayyüce ile irtibata geçtik. Ayyüce, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okudu, beş yıl akademisyenlik yaptı. Ayrılıp kendi kitabevini açtı ve beş yıl da burada mesai harcadı. Kitapçı dükkanındaki serüven onu kişisel gelişimde eğitmenliğe getirdi. Kendini yazar ve sahaf olarak tanımlıyor. Ancak nümerolojiye olan yoğun ilgi nedeniyle kitap dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Konuyu merak edenler, ne yapacağını bilemeyenler, doğru kişiyle mi evleniyorum, bu insanla iş yapayım mı, yaparsam ne zaman yapayım, patronum beni niye eziyor gibi binbir soru ile gelen herkesin cevabını nümeroloji ile aldıklarını söylüyor ve ekliyor: Beşer şaşar, sistem şaşmaz.

isminizin-ardindaki-kucuk-sirlar-2.jpg

 

İsmimiz bizi nasıl etkiliyor?
Bütün ruh varlıkları, doğmadan önceki ahiret boyutunda kendi yaşam planlarını kabataslak yapar ve bir kontrata imza atarak gelir. Yani doğacağımız yeri, zamanı, aileyi kendimiz seçeriz. Fakat bunu ancak önceki hayatların birikimi ile oluşan bir karmanın sonucu olarak yaparız. Keyfekeder bir seçim değildir; bize verilen bir menü içerisinden kabımızın alacağı kadarını alırız. Daha sonra bunu unuturuz, dünyaya doğarız ve “Vay efendim bunlar benim başıma niye geliyor?” diye dövünürüz.

İsmin buradaki önemi nedir?
Evren sesle yaratıldığından dolayı sese dair unsurları her ruh kendi kişisel ezgisinin notaları olarak seçip gelir. Alemleri yazılım ve donanım boyutu olarak ayırırsak, fizik alemde bir karakter oluşturabilmemiz için yazılım boyutundan bir programlama dili alıp gelmemiz gerekir. Bu karakteri de gezegenlerden aldığımız etkilere göre oluşturduğumuz için o göksel cisimlere dair bir antenimizin olması gerekir. Yani ismi olmayan bir şeyin karakteri olmaz. Çağlar öncesi zamanlarda astroloji ilhamlarla çözüldükten sonra bunları halka indirmek ve demokratikleştirmek için basitleştirme yolu kullanıldı. Yani sokaktaki insana “Venüs 60 derece açı ile geldiğinde sana bunları yapıyor, Ay ikinci çakrana denk geliyor” demek yerine, “Venüs’ün 60 derece açısına T harfi diyelim” denildi. Bu şekilde alfabe geliştirildi. Dolayısıyla sesin donmuş hali olarak belli bir kalıp oluşturuldu.

O zaman ismimizi de kendimiz mi seçtik?
Ruh varlığı ismini kendisi seçer, kendi kulvarındaki en duyarlı varlığa telapati yoluyla ilham eder. Anne-baba, çocuğa ismi kendisi koydu zanneder. Ama aslında ismi seçen çocuğun kendisidir.

Bazı dillerde fazladan harfler var. Örneğin Türkçe’deki noktalı harfler sisteme nasıl dahil oluyor?
Aynı kökten geldikleri için harflerin kalıbına bakılır. Noktalama işaretleri sadece üslubunu ve yönünü değiştirir ama enerjinin yönünü değiştirmez. Modern nümerolojideki kafa karışıklığının en büyük nedeni halk arasına inip çok yoğun sayıda örnek üzerinde istatistik tutularak ilerlenmemesi, bilimsel metot gözetilmemesi ve değerlerin kaydırılmasıdır. Örneğin Ç harfi tıpkı C gibi 3. çakraya denk gelir ama onu 4. çakraya kaydırırsanız bütün sistem kayar. Biz modern nümerolojide klasik Kabala’nın işleyiş tarzını alıp Pisagoryen değerler üzerinden işleme tabi tutuyoruz.

Anadolu nümerolojisi tanımını kullanıyorsunuz, neden?
Anadolu’nun tarihsel olarak özel bir misyonu vardır. Bilyay Vakfı ve öğrencisi olduğumuz Dr. Bedri Ruhselman’dan gelen tebligat bilgilerine göre Anadolu yeniçağda bilim ve sanatın, teknik ve ilhamın sentezleneceği ve normalde bir araya gelmez gibi görünenlerin bir tasarım oluşturacağı bir yerdir. Anadolu’ya özel enerjiler yüklendiği için önümüzdeki çağda özel misyonu vardır, yeni bir ruhsallık dünyaya buradan sentezlenip yayılacaktır. Nümerolojide bunun ispatını kendi kişisel tecrübemle gördüm. 80 sonrası doğan çocukların tasarımlarına baktığımızda üst düzey tasarımlar görüyoruz. O tasarımların da bir mukadderatı ve icabı olduğuna inanıyoruz.

Metodunuzda her harf bir sayıya denk geliyor. Sayıların ve harflerin enerjileri ayrı mı?
Hayır, aynı enerjinin farklı tezahürleridir. Harfler geçmişe dönük kişisel tarihimizi gösterir. Sayılar ise bu hayatta neyi nasıl yapmamız gerektiğini… Yani harfler tezahür etmiş olan hakikat boyutunu, sayılar ise potansiyel tezahür alanını, olması programlanan boyutu ifade eder.

Evlenince soyadı değişen kadınların analizi nasıl yapmalı?
Bütün soyadlarını dikkate alıyoruz. Fakat varlığın ana kulvarı dediğimiz vitrinine bakarken, hayata bakarken taktığı gözlüğü tespit ederken, temel motivasyonlarını ve güdülenmelerini bulurken kanunen hangi soyadı geçerli ise onu ele alıyoruz. Fakat çakra sütunu dökümü dediğimiz yönteme göre, varlığın çakralarının doğum anındaki potansiyellerini hesaplarken bütün kullandığı, başından geçen bütün isimlerin değerlerini göz önüne alıyoruz. Evlilik ile gelen soyadı da kişinin sistemine bazı artılar getirebiliyor.

Hiç harf bulunmayan bir çakra olumsuz bir durum mudur?
Evrende en değerli şey sıfırdan açılan çakradır. Sıfırdan açılan çakranın potansiyellerinin sınırı yoktur. Harfi olmadan gelinen bir çakra aslında en yüksek zirve yapılacak yerdir. Yine kalp çakrası harfi olmayan kişiden ilerlersek, kalbin negatifindeyken razı gelme, daralma, katlanma, sıkılma yaşanır. Acının harekete geçiren gücüyle kalp çakrasının pozitifine geldiğinizde coşku, şevk, heyecan, o heyecanı başkalarına aktarabilme kapasitesi oluşur.

Doğmadan önce her şeyi kendimiz seçtiysek yazılmış bir kaderimiz mi var? Bireysel irademiz nerede devreye giriyor?
Nümerolojinin bilgisi çakralara hakim olmaktan geçiyor. Evrende aklınıza gelebilecek bütün kavramlar mutlaka bir çakra ile alakalıdır. Her çakra bir zeka biçimidir. Dolayısıyla çakralardan akan enerji ile burada hayatiyet ve canlılık devam eder. Yukarının, Kadir-i Mutlak’ın muradı bizim bütün çakralarda aynı ustalıkla işlev görmemizdir. Ancak yaşanan senaryolar daha önceki hayatlarda herhangi bir çakranın kapanmasına ya da tam işlev görmemesine sebep olduysa biz onun üzerinden hayata devam ederiz. Dolayısıyla bu bir niyet planıdır. Başınıza gelecek olaylar alnınıza yazılmış kader değildir. Bizim yaptığımız tercihler, çekeceğimiz çilenin dozunu belirler. Lakin karşımıza çıkacak olan ayrımlar, bir tercih yapmamıza sebep olacak katalizörler bellidir. Örneğin doğuştan kalp çakrası harfine sahip olmayan bir kişi, kalbi mühürlü doğduğu için bu dünyaya geldiğinde, fizik boyutunda çile çekeceği kesindir. Kalbi kırılacaktır, yoğun acı çekecektir, nostaljiye hatta arabeske kayacaktır. Yani kalbinin tekrar açılması için oraya bir katalizör olarak acı gelecektir. İnsan acı ile olgunlaşır. Ama acıyı hangi yönden, nereden çekeceğinizi belli değildir. Onu siz belirlersiniz. Kalbi sıfırdan açanlar bu dünyada sabır sebatı, başa gelene razı olmayı, toplumsal geleneklere uyumlanmayı, eyvallah demeyi, “olanda hakikat vardır”ı anlamaya gelmişlerdir. Direnirlerse acı çekerler, teslim olduklarında acı da biter.

Nümeroloji ile bir ya da birkaç çakra harfinin olmadığını öğrenmek kişiye ne kazandırır?
Kendini bilme çalışmasıdır. Kendini bilen rabbini bilir denir. Kişinin kendini bilmesi zaten bütün dini geleneklerin, tasavvufun, ezoretik çalışmaların ilk hedefidir. Nümerolojide biz kişiye ayna tutarız. Bilinçaltı motivasyonları, duygusal salınımları nedir, dünyaya nasıl bir eser meydana getirmek ister, kendisini tanımlamak için kullandığı unsurlar nelerdir gibi… Yani ana yemek ve üzerindeki soslar nedir, nasıl ve kimlere servis edilmek isteniyor, hepsini görürüz. Nümerolojinin kendi kişisel hayatımda gördüğüm faydası zaten baskın olan yönlerimi törpüleyebilmek oldu. Mesela nümeroloji bilgisine tamamen hakimseniz hiçbir şeye sinirlenemez hale gelirsiniz, her şey sizin için eğlenceli olmaya başlar çünkü mutlak sevgi ancak mutlak idrak ile gerçekleşir. İdrak da bir varlığın nereden gelip nereye gittiğini bulmakla olur. Dolayısıyla bunu gördüğünüz zaman her şeyin olduğu hali ile zaten mükemmel olduğunu görürsünüz ve mükemmellik yolunda bir tekamül üzerinde ilerlediğini görürsünüz. O zaman müdahale edip ekstra bir çaba ile bir şeyleri düzeltmeye çalışmazsınız.

Büyük acılar çeken insanlara “Bunları yaşamayı sen seçtin” demek kolay olmasa gerek…
Beş yıldır binlerce insana seans yaptım ve büyük acılar yaşamış insanların seanslarında yoğun ağlama krizleri yaşadık. Onlara acılarının boşa çekilmediğini ve bir ders üzerine yaşandığını ve bu dersin nokta atışı ile tam da ne olduğunu da söyleyince büyük bir rahatlama yaşadıklarını ve o acıyı geride bırakabildiklerini de gözlemledik. Bir başka örnek; hiç evlenmeyen bir insanın tasarımında evlenmek yoksa bunu ona açıkladığınızda rahatlar. “Ben niye böyleyim, bazı özelliklerimi nasıl değiştirebilirim, hangi metodu kullanarak bu çakramı aktif olarak kullanabilirim, ilişkiler bana nasıl ışık tutuyor, oradan alacağım dersleri nasıl alırım ki bıktırırcasına bana tekrar tekrar gelmez” sorularının yanıtlarını nümeroloji ile görebiliyoruz.

Çakralara denk gelen harfin bulunması ya da bulunmaması kişiye bir üstünlük ya da eksiklik getirir mi?
Her varlığın evrende uzmanlık alanı vardır. İnsan her çakradan aydınlanabilir. Vücudumuzda çakralardan bağımsız olmak sureti ile bizi aydınlanmaya götüren üç adet enerji okyanusu bulunur. Bir tanesi göbektedir. Yang/eril stil dediğimiz doğa ile mücadale, savaşçı ve toprakla haşır neşir olan insanlarda aktiftir. Varlık sadece o boyutta kendini ifade ederek, doğadaki sistemin işleyişini gözleyerek de aydınlanabilir. Mistik bir tecrübeye ya da bilgiye ihtiyacı yoktur. 3. göz/ dişil/yin stil aydınlanmada oruç, zikir ve inziva, dini pratikler, meditasyon, tefekkür sonucu aydınlanma gerçekleşir. Bunu yapan varlık kendi ilgili olduğu kanalla aydınlanmaya gider. Üçüncüsü de kalptedir ve Tai Chi dediğimiz makul vicdan, teslimiyet ve hizmetle açılan Ying yang/eril-dişil dengede olan aydınlanmadır. Dolayısıyla ruhsallıkta bunlar arasında bir hiyerarşi yoktur. Bizim içinde bulunduğumuz dönemde insanlık dokuz çakralı sistemde kendini ifade ediyor. Girdiğimiz Kova çağı aydınlanma ve kıyamet dönemi dediğimiz dönem, bütün insanların genelinde 10. çakranın açılmasının sancılarını gösteriyor.

Çocuğumuza isim koymak için nümerolojiyi dikkate alabilir miyiz?
Tavsiye isim önermiyorum. Eğer sizin -çocuğunuzun size verdiği ilhamla- seçtiğiniz birkaç isim varsa onlardan birinin mutlaka kullanılmasını öneriyoruz. Çocuğa söz hakkı verilmeli. Zaten bütün varlıklar harflerden getiremedikleri harfleri istisnasız doğum tarihi ile takviye ediyorlar. Doğum tarihi de netleştikten sonra nelerin eksik kaldığına bakabiliriz. Çocuğumuzun geleceğine katkı

sağlayabilir miyiz?
Tabii ki… Alan seçebilirsiniz. Sizi temin ediyorum ki bu konu 10 yıla kadar insan kaynaklarında çocukların meslek seçimlerinde müfredata girecek. Nasıl ki 20 yıl önce yoga yapana delirmiş gözüyle bakılıyorduysa ve bugün ünlü isimler buna yöneldiyse, en fazla 10 yıla kadar nümeroloji de yerini almış olacak; astrolojinin yaramaz çocuğu olarak. Nümeroloji basitleştirilmiş astrolojidir. Astroloji orkestrayı koordine eder, nümeroloji tek enstrümandır. Basit ve hızlı şekildedir. Nümerolojiden de yıllık, aylık, günlük müfredatlar dökülebilir.

 

isminizin-ardindaki-kucuk-sirlar-3.jpg

 

NÜMEROLOJİ NASIL UYGULANIYOR?
Rafet Gökhan Ayyüce, nümerolojinin aceleye gelmeyeceğini özellikle vurguluyor. “Sayıların Gizemi” adlı kitabında tüm metotları detaylı anlatan Ayyüce’nin Anadolu nümerolojisi yaklaşımındaki ilk iki adımda ismin sesli harflerinin sayısal değerinin toplanıp sadeleştirilmesi sonucu kişinin bu hayattaki ana kulvarının tespiti yani kişinin vitrini belirleniyor. İkinci adım olan çakra sütununa göre hangi çakraya kaç harf düştüğünün hesaplanması ile kişinin karmik borçları yani mutfağı ortaya çıkıyor. Bir çakraya harf denk gelmiyorsa kişinin o çakranın konusu ile ilgili önceki hayatlardan karmik borcu olduğu anlaşılıyor. Kişi bu borcu ödemek için tekrar tekrar hayata geldiğini anlıyor.

HARFLERİN ÇAKRALARA GÖRE DAĞILIMI
Analizi yapabilmek için önce harflerin rakamsal karşılığını bilmek gerekiyor. Evrimimizin şu anda bulunduğumuz aşamasında herkeste asgari olarak aktif olan dokuz çakraya göre dağılım yapılıyor.

1. Çakra harfleri A J S Ş
2. Çakra harfleri B K T
3. Çakra harfleri C Ç L U Ü
4. Çakra harfleri D M V
5. Çakra hafleri E N W
6. Çakra harfleri F O Ö X
7. Çakra harfleri G Ğ P Y
8. Çakra harfleri H Q Z
9. Çakra harfleri I İ R

 

isminizin-ardindaki-kucuk-sirlar-4.jpg

 

KULVARINIZ HANGİSİ?
Her çakra bir kulvar olarak düşünüldüğünde, boş kalan çakraya bakarak kişinin hangi deneyime kendini hazırladığı ortaya çıkıyor.

 

1. Kulvar-Kök Çakra: Varlığın benliğinin fakına vardığı, ben dediği, liderlik ettiği ve inisiyatif aldığı, orijinallik ve yaratıcılık çakrası. Rahman olma meziyetlerinin geliştirildiği çakra.

2.Kulvar-Yaratım Çakrası: Ben olmayanın farkına varılan, sen demeyi, senin demeyi, başkalarının duygu ve düşüncelerine önem vermeyi, bakma, besleme, büyütme ve anaçlık kavramlarının öğrenildiği, rahim olma meziyetlerinin geliştirildiği çakra. Yapıcılık ve neşe geliştirme yeri.

3.Kulvar-Yaşam Çakrası: Egonun, bireysel ifade ve duyarlılığın, kelimelerle organizasyon ve tanımlama yapmanın yeri. Aynı zamanda tasarım, el zanaatları, yani ortada olan ürünü düzenlemeye dair her çeşit oluşum burada yer alıyor.

4.Kulvar-Kalp Çakrası: Sabır, sebat, sadakat, başa gelene razı olma, toplumsal gelenekleri kabullenme ve onlara saygı duyma, vicdan ve kendine hakim olmanın çakrası.

5. Kulvar-Boğaz Çakrası: Yenilikçilik, keşfetme, zihinsel merak ve hayat tecrübesi kazanma. “Ben bu dünyada neredeyim?”in anlaşıldığı yer.

6.Kulvar-Üçüncü Göz: Aile değerleri, saygı, mutlak sevgi, sorumluluk. Sağ beyin zekası denilen “idrak”e tekabül eden çakra.

7.Kulvar-Tepe Çakrası: Varlığın ruhu ile temas etmeye ilk kez çalıştığı çakra. Araştırma, inceleme, inziva, yoğun tefekkür, bilgelik ve bütünlük geliştirme yani aydınlanma çakrası.

8.Kulvar-Aura Beden: Mal, mülk, bolluk bereket, sermaye, finans ve yöneticilik çakrası yani siyaset çakrası.

9.Kulvar-Astral Beden: İlk sekiz çakranın sentezinin yapıldığı yer. Çocuksuluk, saflık, sentez, merhamet, hümanizm, sanatsal ilham ve bütünün hayrına hizmet etme güdüsünün yani şifanın geldiği yer. Evrene açılma kapısı.

İLERLEYEN RUHLAR IÇIN ÖZEL KULVARLAR:

11. Kulvar: İdealist tip, evrene açılmak, dünyanın aşılması, orijinallik, idealarla düşünme. Yukarıda olanı hissetme ama burada ne olacağını bilememek.

19. Kulvar: Hizmet tipi, kozmik yasalara uyumlanma, benlik ve egonun silinişi, vahdet.

22. Kulvar: Üstat tip, maddesel ustalık, dünyayı daha ruhsal bir yer yapma, yeni sahalar açma.

33. Kulvar: Evliyalık mertebesi.

ÖRNEK ANALİZ
Rafet Gökhan Ayyüce kitabında örnek çalışmayı Atatürk üzerinden yapıyor. Kendi isminiz ile bir çalışma yapmanız için sentezin bir kısmını aktarıyoruz. Birinci adımda kişinin ana kulvarı, ikinci adımda ise karmik borçları bulunuyor. Burada yer almayan aşamalarda ise yan kulvarı, fondaki kulvarı tespit ediliyor. Bu analize kişinin doğum tarihi kullanılarak da eklemeler yapılabiliyor. Doğum tarihi, bu yaşam kontratında başarılması arzulanan özellikleri ifade ediyor.

Birinci adım:
Önce sesli harflerine bakıp kişinin ana kulvarı, vitrini bulunuyor.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Toplama işleminde neresinden başlanırsa başlansın 11 elde edildiği ve 11 sadeleştirilmediği için 11 ve 5 değerleri ortaya çıkıyor. 11 idealizm, 5 ise yenilikçilik, devrimcilik anlamına geldiğinden idealist bir devrimci ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.

İkinci adım:
Çakra sütunu dökümü ile hangi çakrada kaç harf olduğu bulunuyor.

0 birim: Bir çakrada hiç harf bulunmaması bu çakranın konuları ile ilgili dersin henüz öğrenilmemiş olduğunu ve karmik borç bulunduğunu gösteriyor.

1 birim: Yeterli, akış kendiliğinden oluşuyor.

2 birim: Besleniyor, güçlü ve bariz.

3 birim: Besleniyor, oldukça güçlü ve başat özellikler.

4 birim: Dört birim ve daha fazlası varlığın buradan değer
yaratıp yaşam planını gerçekleştirmede ana kaldıraç noktası olarak bu çakranın niteliklerine yaslandığını gösteriyor. Ancak fazla birim aşırı tazyik yarattığından akacak mecra bulunamadığında blokajlar oluşuyor ve varlık yüksek enerjiyi düşürmek üzere bağımlılıklara sahip olabiliyor.

isminizin-ardindaki-kucuk-sirlar-5.jpg

 

Mustafa Kemal Atatürk örneğinde devam edildiğinde:
1. Çakra harfleri 6 adet. Birinci çakranın niteliklerini ortaya çıkarma kapasitesi, liderlik ve orijinallik nitelikleri çok yüksek.
2. Çakra harfleri 5 adet. Buradaki beş değer, 1. çakradaki 6 fazlalığını dengeliyor. Ben ve sen ile arasında denge sağlıyor. Liderlik yaparım ama bunu başkaları için yaparım ve despotluğa düşmem diyor.
3. Çakra harfleri 3 adet. “Sözcükleri kullanarak insanları ikna ederim” diyor. Entelektüel kapasitesinin başat özellik olduğu görülüyor.
4. Çakra harfleri 2 adet. Sabır, sebat, dünya uyumlanması ve vicdan kapasitesi iyi düzeyde.
5. Çakra harfleri 1 adet: Yeni yerler, yeni insanlar, sosyalleşme, dünyayı keşfetme kapasitesi besleniyor.
6. Çakra harfleri 1 adet: Aile değerleri, saygı, sevgi, sorumluluktan besleniyor.
7. Çakra harfi yok: Bilgelik, bütünlük, inziva, araştırma inceleme, aydınlanma harfleri bu isimde yok. Bu varlığın daha önceki hayatlarında hiç durup düşünme ve tefekkür fırsatı bulamadığı anlaşılıyor.
8. Çakra harfi yok: Sermaye, finans, yönetim, iktidar ve siyaset gücü. Varlığın önceki hayatlarında bu dünyaya dair yöneticilik işleri ile hiç ilgilenmediği anlaşılıyor.
9. Çarka harfleri 1 adet: Çocuksuluk, sentez gücü ve saflık besleniyor.

NOT: Atatürk’ün hayatı boyunca karmik borcu bulunan 7 ve 8’inci çakraların konularını oldukça iyi uyguladığını biliyoruz. Sonradan kazandığı Gazi ve Paşa unvanlarındaki g ve p harfleri yedinci çakrayı, z harfi ise 8. çakrayı açıyor. Doğum tarihi ay ve gün olarak biliniyor olsaydı buna göre hangi çakrasına takviye aldığı da hesaplanabilecekti. Rafet Gökhan Ayyüce kitabında, tüm analizler tamamlandığında Atatürk’ün başkaları için liderlik yapmaya azimli ve kararlı olduğu son yorumuna vardıklarını vurguluyor.

Kaynak: